Ali Yağlı’nın hayattaki
duruşu bizlere yol göstermeye devam edecek.

Merhaba Baba, Dün sensiz geçirdiğimiz ilk Babalar Günü'ydü. Hani şu hiç önemsemediğin özel günlerden biri. Zor bir sabah oldu. Normalde akşam sessizliğinde yokluğunla yüzleşmeye çalışırken, bu sefer günün ışıkları Babalar Günü mesajlarıyla yokluğuna doğdu resmen. Ama tahmin edersin ki, seni hatırlamamız için özel bir güne ihtiyacımız yok. Bildiğin üzere, ailenin en sulugözü olarak, ne zaman nerede gözyaşlarımı koyvereceğim belli olmuyor. Güzel ve seninle paylaşamadığım bir müzik eşliğinde mi, seni andığım sabah yürüyüşlerinde mi, yoksa bir iş toplantısında mı? Belki de Ada'ya anlattığım bir anının arkasından! En çok acıtanlardan biri de yarım kalan ya da başlanamayan projeleri düşünmek sanırım. Senin için o kadar olağandı ki, bir düşünceyi projeye dönüştürmek. Hemen bir kağıt kalem isterdin, tasarlamaya başlamak için. Sanırım senin üretmeye olan tutkun ve heyecanını anladıktan sonra, kızların olarak bize ayıramadığın zamanı hiç dert etmedik. En çok eksikliğini hissettiğim ve yerini dolduramadığım, küçük anlarda paylaşılan, zenginliğini yaş aldıkça daha çok idrak ettiğim sohbetler!! Şimdi kitaplarda okuduğum birçok liderlik özelliğini doğal olarak uyguladığını hayranlıkla görüyorum. Belki de seni farklı kılan, her daim aklını ve evrensel ilkeleri kılavuz edinmendi. Kalıcı ve sağlam bir değere sahip olduğu kanıtlanmış, tartışma götürmez ilkeler; dürüstlük, alçakgönüllülük, sadakat, cesaret, eşitlik ve adalet, insanlık onuru, hizmet etme ya da katkıda bulunma fikri, sabır, çalışkanlık, yalınlık, erdem ve "Herkese İyilik Et" şeklindeki altın kurallar. Ne önyargılar, ne duygular, ne de toplum baskısı senin aklını çelebiliyordu, doğru olduğuna inandığın şeyden. Gelenekleri sevip yaşatırken, kızlarına güvenen modern bir baba olabilmenin de akılcılığından ve bu ilkelere olan inancından kaynaklandığını düşünüyorum. Yazar, "Ne olduğumuz; söylediğimiz ya da yaptığımız herhangi bir şeyden daha güzel bir iletişim sağlar" diyordu. Sen İYİ BİR İNSAN OLDUN BABA!! Tam da bize öğütlediğin gibi. Bize örnek olduğun onurlu yaşamınla sana bir kez daha minnettarız. Seni çok seviyoruz.

Aslı Yağlı Durmaz

Ali Bey' le 2017 yılında Kemer ve Adıgüzel HES in özelleştirilip şirketimize devir esnasında tanıştık.Mütevazi kişiliği ve geniş vizyonu ile dikkatimi çekti.Mekanı cennet olsun ALLAH rahmet eylesin.

Fatih BAŞARAN

Gönüllerde Yer Eden Bir Lider, 2005 yılında, o zamanki adıyla Bereket Enerji’nin Koyulhisar HES şantiyesinde çalışmaya başladığımda, Ali Bey ile ilk kez bir şantiye ziyareti sırasında tanıştım. Daha ilk karşılaşmamızda, onun sıradan bir yönetici olmadığını hemen hissetmiştim. O yıllarda Bereket Enerji çok tanınan bir firma değildi; daha önce çalıştığım firmalar hem imkânları hem de bilinirliği açısından çok daha öndeydi. Ama burada, Bereket Enerji’de, diğer hiçbir yerde rastlamadığım bir şey vardı: İnsanlar gerçekten mutluydu, huzurluydu ve işlerini canla başla yapıyorlardı. Bu farkın nereden kaynaklandığını, Ali Bey’i tanıdıkça daha iyi anlamaya başladım. Bereket Enerji, adeta bir okul gibiydi. İşleri ezberden değil, düşünerek, daha iyisini arayarak yapmamız beklenirdi. Bu bakış açısını bize aşılayan kişiydi Ali Bey. Günü 24 saat yaşayan, gece seyahat edip gündüz sahada çalışan bir insandı. Onun çalışkanlığı ve azmi, benim gibi birçok kişinin hayatında prensip haline gelmiştir. “Hakiki büyüklük, alçakgönüllülüktür” derler ya; işte bu sözü en iyi temsil eden insanlardan biriydi Ali Bey. Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birinin yönetim kurulu başkan yardımcısı olmasına rağmen, bir o kadar mütevazıydı. Herkesle sohbet eder, herkesin omzuna dokunur, küçük büyük demeden herkesin fikrine kıymet verirdi. En önemlisi de çalışanını hiçbir zaman sadece çalışan olarak görmezdi. Bizleri birer iş arkadaşı, bir yol arkadaşı gibi görürdü. Hiç beklemediğiniz bir anda telefon açar, halinizi hatırınızı sorar, “Hadi gelin bir çay kahve içelim” derdi. O küçük anlar, bizim için büyük moral olurdu. İnsan olduğunu ve karşınızdaki insanı gerçekten önemsediğini hissettirirdi. O, yalnızca yöneticimiz değil, rehberimizdi. Üretmeyi, başarmayı ve fark yaratmayı bizlere öğretti. İşimize yalnızca bir görev gibi değil, bir aidiyet duygusuyla sarılmamızı sağladı. Liderliği, özellikle kriz anlarında sergilediği sükûnetle, benim için her zaman bir rol model olmuştur. Vefatından önceki zamanlarda bile bizi çağırır, projeler üzerine konuşur, fikir üretmekten asla vazgeçmezdi. Onunla geçirdiğimiz zaman, sadece mesleki değil, insani anlamda da büyük bir öğrenme süreciydi. Ali Bey’in kaybı beni derinden sarstı. Onun öğreteceği daha çok şey vardı. Anlatacak o kadar çok anı, paylaşacak o kadar çok kıymetli detay var ki… Kalem yetmiyor bazen. Ama şunu biliyorum ki, Ali Bey gibi birini bir daha tanımak mümkün olur mu, bilmiyorum. O, benim için her zaman çok kıymetli kalacak. Bugün, onun kıymetli evlatlarının sohbetlerinde, yüreklerindeki samimiyetlerinde Ali Bey’i yeniden görmek, ayrı bir mutluluk kaynağı oluyor. Onu çok özlüyoruz. Huzur içinde uyu Ali Bey… Seni çok seviyoruz.

Engin Piltan

“Sağ ol Sultan, hep beraber güzeliz." Ali Bey’in son mesajıydı bana. Kısa ama içi dolu, sade ama çarpıcı… Tıpkı onun kendisi gibi. Onunla çalışmak sadece bir iş ilişkisi değil, bir okul, bir hayat tecrübesiydi. Kararlarında tutarlı, iletişiminde samimi ve her zaman kalbinde zarafet taşıyan biriydi. Patrondu, ama önce insan; yöneticiydi, ama önce yoldaş; liderdi, ama aynı zamanda hepimizle yan yana duran biriydi. “Sağ ol Sultan” derken, insana değer veren yanını gösterirdi. Hiçbir başarıyı tek başına sahiplenmezdi; “hep beraber güzeliz” derken bunu anlatırdı, arkasına baktığında içi rahat, gönlü dolu bir adamın huzurunu hissettirirdi. Sizinle çalışmak bir ayrıcalıktı. Yol göstericiliğiniz, adaletiniz, esprileriniz ve nezaketiniz… Her biri bizim kalbimizde iz bıraktı. Sizinle aynı masalarda oturduk, aynı hedeflere koştuk, bazen yorulduk, bazen güldük. Ama en çok da birlikte güzel olduk. Şimdi yokluğunuz, kelimelere kolay sığmıyor. Ama bilmenizi isterim ki, bize kattığınız her şeyle buradayız, ayaktayız. Anılarınızla, öğretilerinizle ve sizi unutmadan çalışmaya devam edeceğiz. Hep beraber güzeliz, çünkü sizinle öyle öğrendik. Mekânınız cennet, ruhunuz huzurla dolsun Ali Bey.

Sultan Piltan

Sayın Ali Bey, Benim Aydemle yollarımın kesişmesi, 30 yıllık tarihine kıyasla çok geç sayılabilir. Ben dahil olduğumda Aydem ailesi binlerce çalışanı ile zaten kocaman bir aile olmuştu. Bu nedenle birebir karşılaşma fırsatımız hiç olmadı, ama her köşesine, her bir personeline dokunduğunuz bir tesiste çalışıyorum. Hatta personelden de öteye tesisin civarındaki köylerde yaşayan insanlardan bile her fırsatta anılarınızı, hatıralarınızı dinliyorum. Çoğu insanın haritada yerini bulamayacağı Anadolu'nun ücra bir köşesinde tanıştığım, tesadüfen karşılaştığım, bir Aydem çalışanı olduğumu söylediğim herkes sizden bahsediyor. Şantiyesinin kuruluşunun üzerinden onca yıl geçmesine rağmen hala karşılaştıkları her Aydem çalışana, ilk önce sizi soruyorlar. Sizin ile ilgili hatıralarını anlatan her yeni insanla karşılaştığımda, size olan hayranlığım bir kat daha artıyor. Bu kadar insanın hayatına dokunan, bu kadar insanın saygıyla, iyiliklerle hatırladığı bir hayat sürebilmiş olmak, sanırım her insanın hayalini kurduğu bir şey olmalı. Tabi ki emeklerinizle vizyonunuzla var olan bu tesisler daha çok uzun yıllar bu ülkeye hizmet etmeye devam edecek. Ama aynı şekilde bu kadar insanın yüreğine dokunmuş hatıralarınızın da uzun yıllar boyunca insandan insana yüzlerinde sıcacık bir gülümseme ile aktarılması büyüleyici bir şey. Burada geçirdiğim onca zamana, dinlediğim onca hatıranıza rağmen her an, her gün küçücük de olsa hala size dair yeni bir anı çıkıp, gelip bir tebessüm olarak yerleşiyor yüzümüze. "Bu dut ağacının meyveleri çok güzelmiş," dediğimde, "Şefim, şantiye zamanı, şantiye şefimiz kamyonlar geçemiyor diye kesecekti o ağacı Ali Bey izin vermedi." "Bu kamelya çok güzelmiş.", "Şefim, Ali Bey şantiyeye geldiğinde hep burada otururdu." Sanırım tıpkı emek vererek var ettiğiniz bu tesisi en iyi şekilde işletmeyi nasıl misyon edindiysek, size olan minnettarlığımızı, saygımızı göstermenin en iyi yolu olarak hatıralarınızı da yaşatmayı da misyon ediniyoruz. Artık o dut ağacının meyvesinden yiyen herkese ben de aynı anekdotu anlatıyorum. "Şantiye zamanı kamyonlar geçemiyor diye kesilecekmiş, Ali Bey izin vermemiş..." Sizi hep kocaman bir gülümseme, hayranlık ve minnettarlıkla hatırlamaya devam edeceğiz...

***** *****

Çok özledim. Bize ve bana öğrettiklerin icin her zaman size minnettar kalacağım.

Güçlü didinir

22 yıl önce gruba girmek için ilk iş görüşmemi Ali Bey ile yaptım. Sabah 9 civarında başlayan görüşmem öğleden sonra 4 civarında bitti. Tabi ki 7 saat benimle konuşmadı. Finans, İK, Enerji Yatırım ekipleri ile toplantılar yaptı benim yanımda. Önce ne olduğunu anlamadım. Ama pek çoğunda konunun sonuna doğru bana bir soru soru sorunca, ben de dikkatle onları dinlemeye başladım:) Sekreteri, bir firmanın kendisini ziyarete geldiğini söylediğinde ben artık müsaade istedim. Ali Bey izin vermedi. O toplantılara da girdim. Ve neredeyse bir tam günü yanında geçirdim. O gün nev-i şahsına münhasır biri olduğunu anlamıştım. Sonraki yıllarda teknik olarak çok şey öğrendim Ali Bey'den, pek çok anı biriktirdim, temas ettiği pek çok insan gibi.. Nurlar içinde uyusun..

Emin

6 Haziran 2013 tarihinde şirketimizde göreve başlamış idim. Sonrasında Dağıtım Perakende ayrışması ile Konak Perakande hizmet binamızı Nisan 2014 yılında açmıştık. Saygıdeğer insan Ali YAĞLI bey , Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Ceyhan SALDANLI beyle birlikte hizmet binamıza teşrif etmişler idi .Kısa da olsa sohbet imkanım olmuştu Son derece mütevazi kişiliği gözümden kaçmamış idi. Kendisini rahmetle anıyorum.Ruhu şad olsun.

Mustafa Alaybeyoğlu